
Sigortanın Türkler Arasında Gelişimi

Babil uygarlıkları ile sıkı ticari ilişkilerde bulunan Uygurların, Babil'in sigortacılık bilgisinden ve hammurabi kanunlarından etkilendikleri bilinmektedir. Uzun Yıllar Babil uygarlığının etkisi altında kalan Anadolu'da daha sonraki yıllarda Türklerin yerleşmesi sonucu sigorta ile ilgili bazı ticar
-UYGUR TÜRKLERİ: Babil uygarlıkları ile sıkı ticari ilişkilerde bulunan Uygurların, Babil'in sigortacılık bilgisinden ve hammurabi kanunlarından etkilendikleri bilinmektedir. Uzun Yıllar Babil uygarlığının etkisi altında kalan Anadolu'da daha sonraki yıllarda Türklerin yerleşmesi sonucu sigorta ile ilgili bazı ticari kuralların benimsendiği ve uygulamaya konulduğu uzmanlarca ileri sürülmektedir.
-ANADOLU SELÇUKLULARI: Anadolu Selçuklu idaresi, hudutlarından giren her kervandan belirli bir giriş ücreti alınması karşılığında kervanın en çok üç gün süre ile her kervansarayda ücretsiz konaklamasını ve Selçuklu hudutları içinde kervan saldırıya uğrar veya yükleri çalınır ise uğranılan kaybı kervan sahibine ödemeyi taahhüt etmiştir. Bu sayede o yıllarda kaybolmakta olan Hindistan-Avrupa ticaret trafiğinin tekrar Anadolu'ya çekilmesi temin edilmiş, Anadolu dünyanın en zengin ülkesi haline gelmiştir. Selçukluların bu uygulaması, sigortanın uğranılan toplam zararın topluma yayılması esasını açıkça göstermektedir.
(ALİ NEYZİ - SİGORTA SORUNU – 1972 – Sy 3)
-MOĞOLLAR: Bu zamanda batı ile yakın doğu arasında ticari ilişkiler görülmemiş bir yoğunluğa ulaşmış, Moğollarda Selçuklu Türkleri gibi ticari malları devlet güvencesi altına almışlardır.
Anılan dönemlerde Avrupa'da böyle bir devlet güvencesi söz konusu değildi. Bu çağda doğu ile ticaret yapan İtalyan'lar, Sigorta sistemini batıya taşımışlardır. Ortaçağın sonunda doğudaki ticaret eski önemini yitirmiş ve deniz ticareti batıya kaymış, liberal bir sistem içinde sigorta da ticaretle birlikte büyümüştür.
-OSMANLI DEVLETİ: Osmanlı Devleti’nin kurulması ve genişlemesinden sonra deniz ticaret filosu büyümüş ve deniz ticareti yeniden devlet güvencesi altına alınmıştır. Osmanlıların ticaretten çok savaş ganimetlerine önem vermesi İtalyan deniz tacirlerini korkutarak deniz ticaretinin batıya kaymasına sebep olmuştur. Batıda sigortacılık alanında büyük gelişmeler sağlanırken Osmanlı toplumu buna yabancı kalmış, olası zararların karşılanması yardımlaşma ve dayanışma vakıfları aracılığıyla gerçekleştirilmiştir.
Meslek gurubu olan loncalar gelişmiş ve bu localar içinde sigorta benzeri yardımlaşmalar yapılmıştır.
Toplumun sosyal özellikleri, dini, ekonomik, parasal etkenler Osmanlı Devletinde çağdaş sigortacılığın gelişmesini önleyen unsurlar olmuşlardır.
1864 – Mevzuat olarak; memleketimizde ilk defa 1864 tarihli Ticaret-i Bahriye Kanunu'nun 11.faslında deniz sigortalarına dair hükümler yer aldı.
1870 – Büyük Pera Yangını... Yangında çok sayıda işyeri, ev, cami ve kilisenin yanması neticesinde, bu bölgede daha çok yabancı ve yabancılarla ilişkide olan zenginlerin oturması sigortanın gelişme sürecini hızlandırdı.
1872 – Sun Northern ve North British adlı ingiliz sigorta şirketleri temsilcilik kurarak faaliyetlerine başladılar. Bank Hanson adlı İngiliz bankasının teşvikiyle İstanbul'a gelen ve onun istekleri doğrultusunda çalışan bu şirketlerin faaliyetleri bu banka ile bir kaç İngiliz firmasının mallarını sigortalamaktan öteye gidemez.
1878 – Osmanlı pazarını cazip gören Fransızlar da La Fonciere Sigorta Şirketi ile faaliyete geçtiler.
Alman, İtalyan, Bulgar, Romen, İsviçre ve Rus şirketlerinin çalışmalara başlamasına rağmen bu tarihlerde sigorta şirketlerinin kuruluşu ve sigorta faaliyetlerini düzenleyen devlet denetimini öngören kanunların hatta bu konuya değinen bir hükmün dahi bulunmaması nedeniyle tamamen denetimsiz bir şekilde çalışıyorlar, diledikleri gibi hareket ederek kendi merkezlerinden aldıkları talimatlarla işlerini sürdürüyorlar, diledikleri zaman poliçeleri iptal edebiliyorlardı. Poliçeler İngilizce ve Fransızca düzenleniyor, anlaşmazlık durumunda da dava mercii olarak Londra mahkemeleri veya ilgili şirketin merkezinin bulunduğu yerel mahkemeler gösteriliyordu. Bu durum, kısa zamanda sigorta ahlakının bozulmasına, haksız rekabet ve hasar ekspertiz suiistimallerine yol açtı.
1893 – Osmanlı Umum Sigorta Şirketi ilk Türk Sigorta Şirketi Olarak çalışmaya başladı.
1898 – İstanbul'da çalışan sigorta ortaklıkları bir araya gelerek bir dernek kurmak ve yeknesak bir yangın tarifesi uygulamak üzere çalışmalara başlamıştı. Bu çalıma 12.07.1900'de sonuçlanmış ve yeknesak bir yangın tarifesi uygulaması başlamıştır.
12 Temmuz 1900 – 43 tanesi yabancı olmak üzere 44 sigorta şirketi Osmanlı imparatorluğunun başkenti olan İstanbul'da bir toplantı çerçevesinde bir araya gelerek sabit bir yangın tarifesi belirlediler. Türkiye'deki bu ilk sigorta tarifesi ile birlikte Syndicat des Compagnies D'Assurance contre L'incendie operant a İstanbul (Yangın Sigorta Şirketleri Sendikası) adı altında bir örgüt oluşturulması ve sürekli bir denetim kurulunun bulunması kararı alındı. Cemiyetin isminin ve zabıtlarının Fransızca olması da Osmanlı ülkesinde sigortacılığın ne derece yabancı ellerde bulunduğuna dair yeterli deliller olmak gerekir.
(ALİ NEYZİ – SİGORTA SORUNU – 1972 – Sy 29)
Londra'da bulunan Fire Office Commitee'nin emirleriyle çalışmalarını yürüten sendika tarafından, yangınlara zamanında yetişerek büyümesini önlemek, yangının nedenlerini araştırmak üzere Fasman adlı bir örgüt kurularak denetim mekanizması ve içeriği geliştirildi. Sendikanın bu olumlu çalışmalarına rağmen çalışan şirketlerin tamamı sendikaya girmediler ve haksız rekabet yapmaya, alınan kararların tersine faaliyet göstermeye devam ettiler.
1906 – Ticaret-i Bahriye Kanunu'nun üçüncü eki olarak neşredilen 25 maddeden ibaret bir kanunla Kara Sigortalarına dair hükümler belirlendi.
1908 – Yabancı anonim ortaklıklarla sigorta ortaklıkları hakkında bir nizamname yürürlüğe konulmuştur.
1911 – Anadolu Selçukluları'nın kendi günlerinin gereklerine göre kullandıkları sigorta sistemleri o denli uzakta kalmış ve ekonomik hayatın araç ve gereçleri o kadar bilinmez olmuştur ki, 23 Teşrinievvel 1327 (Ekim 1909) tarihinde Mahmut Celalettin adlı bir vatandaşın “Bir Müslüman kendisini ölüm ve yaşama şartı ile Fransa’daki bir şirkete sigorta ettirse ve ölümü veya belirli bir yaşa gelmesi halinde bu şirket kendisine bir bedel ödese böyle bir anlaşma dinen caiz midir ?...” şeklinde şeyhülislam kapısına verdiği istida üzerine aşağıda metni aynen verilen 22 Zilkadede 1329 (1911) tarihli fetva alınmıştır.
(Fetvahanel aliye 12 329)
327 / Müstediyat istida / 5094
Havale buyrulan iş bu arzuhal mütalaa olundu Derunu arzuhalde muharrer akdi mezkür Dari İslam’da olmayıp ta berveçhi mesruh Memaliki Ecnebiyede kain bir sigorta şirketi ile icra edildiği takdirde mezküre rızasile vereceği ziyadei yani makudunaleyh sigorta bedeli ne miktar meblağ ise anı ahzı helal olur ol bapta emrü ferman hazreti menlehülemrindir.
22 Zilkade 1329
Eminül fetva.
“Eğer sigortacı İslam memleketleri dışında ise ve bedeli de kendi rızası ile ödeyecekse dinen caizdir. Bunun karşıt anlamından, eğer sigortacı Müslüman memleketinde bulunan bir şirket, hele bir Müslüman şirketi ise veya şirket sigorta bedelini ödemek istemez, yani akdin şartını yerine getirmeye yanaşmaz ve dava yolu ile bu sigorta bedeli alınmak istenirse dinen caiz değildir...”
Bu fetva, 1911 yılında bir Türk vatandaşının ailesi lehine yaptıracağı bir hayat sigortasının caiz sayılması için sigortacının ecnebi olması mecburiyetini getirmesi ve toplumumuzun konunun ne kadar uzağında olduğunu belgelemesi bakımından önem taşımaktadır.
(ALİ NEYZİ – SİGORTA SORUNU – 1972 – Sy 15)
1914 – Kanunlarda yapılan değişikliklerle yabancı şirketler kontrol altına alınmaya çalışıldı. Yabancı şirketler teminat göstermeye ve vergi vermeye zorunlu tutuldular. Sendikanın adı ise “Türkiye'de Çalışan Sigorta Şirketleri” olarak değiştirildi. Bu yeniliklerle yabancı şirketler Türkler ile ortaklık kurma yoluna gittiler.
Yabancı ortaklıkları bazı kayıt ve şartlar altına alan “30 Kanunuevvel 1330 tarih ve 49 sayılı Ecnebi Sigorta Şirketleri Hakkında Muvakkat Kanun” yürürlüğe girmiştir.
1916 – Avusturyalı Phoenix de Vien, kuruluş sermayesinin %25'i Türk'lere ait olmak üzere ve her beş senede bir, yabancı ortak hisselerinin %25'i Türklere devredilmek üzere Türkiye Milli Sigorta Şirketi'ni kurdu ise de bu kuruluş fazla uzun ömürlü olamadı.
1918 – Fransız Union Assurance de Paris, Türk kanunlarına göre ittihadı Milli Şirketini kurdu.
1923 – İtalyan Riunione Adriatica di Sigorta, Cumhuriyetinin ilanından önce Türk mevzuatına göre Şark Sigorta'yı kurdu.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ :
1924 – Sigorta Şirketlerinin her türlü yazışmalarında Türkçeyi kullanma zorunluluğu getiren kanunla poliçelerin İngilizce ve Fransızca düzenlenmesine son verildi.
Bugünkü Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği'nin temelini oluşturan Sigortacılar Kulübü kuruldu.
1927 – Sigortacılığın ve Sigorta Şirketlerinin Teftiş ve Murakabesi Hakkındaki Kanun yürürlüğe girdi. Yerli ve yabancı sigorta şirketlerinin denetlenmesi, döviz çıkışının önlenmesi amacını taşıyan kanunun çıkışıyla sigortacılık gelişmeye, yerli sermaye ile kurulan şirketlerin sayısı artmaya başladı.
1929 – Milli Reasürans T.A.Ş. Faaliyete geçti. Sigorta şirketlerinin mali yapılarının güçlenmesi mükerrer sigorta gereksinimini doğurunca dışarıya giden dövizin azaltılması amacıyla işletme hakkı T.İş Bankası'na ait olmak üzere kurulan Milli Reasürans, Türkiye'de reasürans tekelini başlattı. Bu tarihten itibaren Türkiye'deki yerli yabancı bütün sigorta şirketleri topladıkları sigorta primlerinin %50'sini Milli Reasürans'a devretmeye zorunlu tutuldular. Hemen, hemen dünyada kurulan ilk Reasürans tekeli olan Milli Re önce çeşitli tepkiler gördü ise suiistimalleri önleyerek, haksız rekabetin kalkmasını ve hasar ödemelerinin zamanında yapılmasını sağlayarak Türk Sigortacılığının gelişmesinde olumlu rol oynamış ve halkın sigortaya olan güvenini arttırmıştır.
1938 – Sigortacılığın ve Sigorta Şirketlerinin Teftiş ve Murakabesi Hakkındaki Kanun günün şartları paralelinde değişikliğe uğradı.
1939 – Sigorta Şirketleri Ticaret Bakanlığına bağlandı.
1959 – Sigorta sektörünü ciddi bir biçimde ele alan 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu yürürlüğe girdi.
11/06/1987 – 3379 sayılı yasa ile 7397 sayılı yasada; yasal alandaki boşlukları doldurmak, sigorta şirketlerini mali yönden geliştirmek ve sigorta aracılarının durumunu yeniden düzenlemek amacıyla önemli ve köklü değişiklikler yapıldı.
Sigorta Şirketleri Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı'na bağlanarak mali yapının bir parçası olarak kabul edildiler.
1990 – 1 Mayıs 1990 tarihinden itibaren Kaza (mecburi Mali Mesuliyet-Trafik-ve Otobüs Koltuk Ferdi Kaza Sigortası hariç), Mühendislik, Hayvan Ölümü, Dolu Sigortalarında, 1 Ekim 1990 tarihinden itibaren de Yangın ve Nakliyat sigortalarında da Serbest tarife Sistemine geçildi.
1995 – 539 sayılı KHK ile; sigorta primlerinin tahsili sorununa çözüm getirilmesi amacıyla, primlerin acente cari hesapları üzerinden takibi sistemi yürürlükten kaldırılarak poliçe bazında takip sistemi uygulamaya konuldu.
537 sayılı KHK ile; Sigorta sözleşmelerinin otomatik olarak iptaline olanak sağlayan TTK'daki değişiklikler gerçekleştirildi.
01.01.1995 tarihinden itibaren Sigorta Acenteleri Yönetmeliği, Sigorta ve Reasürans Şirketlerinin Kuruluş ve Çalışma Esasları Hakkındaki Yönetmelik ile Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği yürürlüğe girdi.
1996 – 01.01.1996 tarihinden itibaren Hukuksal Koruma Sigortası Yürürlüğe girdi.
2000 – 15.06.2000 tarihinden itibaren İhracat Kredi Sigortası, 10.07.2000 tarihinden itibaren Yapı Denetim Kuruluşları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, 27.09.2000 tarihinden itibaren Zorunlu deprem Sigortası KHK, Yürürlüğe girdi.
2001 – 07.04.2001 tarihinden itibaren Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi kanunu Yürürlüğe girdi.
2005 – 14.06.2005 tarihinde 5363 sayılı “Tarım Sigortaları Kanunu” çıkarılmış ve bu kanun kapsamında Sigorta havuzu (TARSİM) kurulmuştur. Bu havuza ilişkin tüm iş ve işlemler, bu havuza katılan sigorta şirketlerinin eşit hisselerine ortak oldukları Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi AŞ. Tarafından yürütülmektedir.
2007 – 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu 14 Haziran 2007 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
2008 – Sigorta Bilgi Merkezi (SBM) 9 Ağustos 2008 tarihinde 26962 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan yönetmelikle faaliyetine başlamıştır.